Translation of "ease monetary policy" to Turkish language:
Dictionary English-Turkish
Ease - translation : Ease monetary policy - translation : Monetary - translation : Policy - translation :
Ads
Examples (External sources, not reviewed)
MONETARY POLICY | Bölüm 3 |
Monetary policy is more indirect. | Para politikası daha dolaylı. |
Monetary policy could have been more aggressive. | Merkez Bankası eski Başkanı Çani, Para politikası daha agresif olabilirdi. |
Inflation becomes the overriding goal of monetary policy. | Enflasyon, para politikasının öncelikli hedefi haline gelir. |
Turkey's new Central Bank governor pledges tight monetary policy | Türkiye'nin yeni merkez bankası müdüründen sıkı mali politika sözü |
European Central Bank can they follow an independent monetary policy? | Avrupa Merkez Bankası bağımsız bir para politikası takip edebilirsiniz? |
Monetary policy remained sound and price stability was maintained, it said. | Para politikası sağlam kalmış ve fiyat dengesi korunmuştur. ifadesi yer aldı. |
Turkey's worst ratings of 4.0 are for monetary policy and regulation. | Türkiye'nin 4,0'lık en kötü puanları para politikası ve düzenlemeden geldi. |
The central bank loosened its monetary policy in March and April. | Merkez Bankası Mart ve Nisan aylarında para politikasını gevşetti. |
Economic and monetary policy Section 1 Economic policy Section 2 Monetary policy Section 3 Institutional provisions Section 3a Provisions specific to Member States which are part of the euro area Section 4 Transitional provisions | Ekonomi ve para politikası Bölüm 1 Ekonomi politikası Bölüm 2 Para politikası Bölüm 3 Kurumlarla ilgili hükümler Bölüm 3 a Euro bölgesine dahil Üye Devletlere yönelik hükümler Bölüm 4 Geçici hükümler |
A one size fits all monetary policy would be increasingly unwelcome under such conditions. | Böyle durumlarda ise tek tip bir para politikası hiç de kabul görmeyecektir. |
These, however, are much less feasible because of the single currency and common monetary policy. | Fakat bu tarz farklı politikaların uygulanması, para birimi ve para politikasının ortak olması nedeniyle pek mümkün değildir. |
However, once Paul Volcker took over the helm at the Fed, monetary policy changed drastically. | Fakat Paul Volcker in Fed in yönetimini devralmasıyla birlikte para politikası önemli ölçüde değişikliğe uğradı. |
Positive indicators include a stable, inflation free currency, a strict monetary policy and fiscal conservatism. | İstikrarlı ve enflasyonsuz bir para birimi, sıkı bir para politikası ve ihtiyatlı bir mali politika ise olumlu göstergeleri oluşturuyor. |
Romania's worst scores of 4.0 are for monetary policy, property rights, regulation and informal market. | Romanya 4,0'lık en kötü puanları para politikası, mülkiyet hakları, düzenleme ve kayıtdışı pazardan aldı. |
Positive signs include a stable currency, a strict monetary policy and the promise of foreign investment. | İstikrarlı bir para birimi, sıkı bir para politikası ve yabancı yatırım şansı ise olumlu işaretler. |
The National Bank of Macedonia's council endorsed the monetary policy for 2007, projecting inflation of 3 . | Makedonya Merkez Bankası yönetim kurulu 3'lük enflasyon oranının hedeflendiği 2007 yılı para politikasını onayladı. |
The Brief also notes that the Central Bank loosened monetary policy against the favorable inflation backdrop. | Uygun enflasyon ortamı karşısında, Merkez Bankası para politikasını gevşetti. |
The Central Bank will thus have limited room for accommodative monetary policy whilst maintaining financial stability. | Bu nedenle, TCMB'nin finansal istikrarı sağlarken destekleyici politikalar için hareket alanı sınırlanacaktır. |
The country received its best scores of 2.0 for trade policy, government intervention and monetary policy, while fiscal burden was graded worst, at 4.0. | Ülke 2,0'lık en iyi notunu ticaret politikası, devlet müdahalesi ve para politikasından alırken, en düşük olan 4,0'ı mali yük alanında aldı. |
Serbia's central bank adopted a monetary policy programme for 2006, with curbing inflation as the main target. | Sırbistan merkez bankası, ana hedefin enflasyonu azaltmak olarak konduğu 2006 mali politika programını onayladı. |
Otherwise said, monetary policy is seen as a weapon for preventing aggregate demand from falling too much. | Bir başka deyişle, para politikası toptan talebin çok fazla düşmesini önlemek için bir silah olarak kullanılıyor. |
So monetary policy, this is literally deciding how much money to print, so it's literally printing money. | Para poltikası, en basit haliyle tanımlarsak, ne kadar para basılacağına karar verilmesi. |
However, Belgrade would retain jurisdiction in foreign policy, border control, human rights protection, monetary and customs policy and the protection of religious and cultural heritage. | Ancak Belgrad, dış politika, sınır denetimi, insan haklarının korunması, maliye ve gümrük politikası ve din ve kültür mirasının korunması alanlarındaki yetkisini elinde tutacak. |
Bozidar Djelic, the vice president of the Serbian government, sees no need for a change in monetary policy. | Sırp hükümeti başkan yardımcısı Bozidar Celiç, para politikasında değişiklik gereği görmüyor. |
Under a relatively new approach known as inflation targeting , containing inflation becomes the overriding goal of monetary policy. | Enflasyon hedeflemesi adı verilen yeni bir yaklaşım çerçevesinde, enflasyonun kontrol altında tutulması, para politikalarının öncelikli hedefi haline geldi. |
Within this context, it is worth examining a relatively new monetary policy regime known as inflation targeting (IT). | Bu bağlamda, enflasyon hedeflemesi (EH) adı verilen yeni bir para politikası rejimini incelemekte fayda var. |
Yilmaz's first challenge, according to the Financial Times, will be chairing the monetary policy committee's meeting next week. | Financial Times gazetesine göre, Yılmaz'ın ilk sınavı önümüzdeki hafta yapılacak mali politika izleme komitesine başkanlık etmek olacak. |
The outgoing Minister Nikola Popovski represented the opposite pole. He carried out a rigid economising policy, imposed fiscal discipline and had a conservative approach to monetary policy. | Bunun tam tersi bir tavır sergileyen eski Bakan Nikola Popovski, sıkı bir tasarruf politikası, katı bir mali disiplin ve tutucu bir mali politika izledi. |
In order to restore some autonomy to monetary policy, a free floating of the exchange rate would have to be practised, but this in itself could be highly destabilising and require an extremely restrictive monetary policy (following sharp depreciation of the exchange rate). | Para politikasına bir nebze olsun özerklik sağlamak için, serbest döviz kuruna geçmek gerekebilecektir. Ne var ki bu durum da, kendi başına bir istikrarsızlık unsuru olarak (döviz kurundaki keskin düşüşün ardından) geniş çaplı bir sıkı para politikasını gerekli kılabilir. |
At ease, lads. At ease. | Rahat, çocuklar. |
In an interview with local daily Utrinski vesnik, Goshev said it was too early to loosen the monetary policy. | Yerel Utrinski vesnik gazetesiyle yaptığı söyleşide Goshev, para politikasını hafifletmek için daha çok erken olduğunu söyledi. |
Serbia's Central Bank (NBS) announced a less restrictive monetary policy for 2007, citing success this year in containing inflation. | Sırbistan Merkez Bankası (SMB), bu yıl enflasyonun dizginlenmesinde elde edilen başarıyı gerekçe göstererek 2007'de daha az sıkı bir para politikası izleneceğini duyurdu. |
As high income monetary policy normalizes in response to stronger growth, global interest rates are projected to slowly rise. | Güçlenen büyüme ile birlikte yüksek gelirli ülkelerde para politikalarının normale dönmesiyle, küresel faiz oranlarının yavaş bir şekilde yükselmesi beklenmektedir. |
These pressures are not yet visible, but warrant a more cautious monetary policy to reaffirm commitment to price stability. | Bu baskılar henüz görünür olmamakla birlikte, fiyat istikrarı yönündeki kararlılığı yeniden teyit etmek için daha ihtiyatlı bir para politikası gerekmektedir. |
Related searches: Ease Monetary Policy - Ease Monetary Policy Stance - Ease Its Monetary Policy - Ease Policy -monetary - Monetary Policy And Fiscal Policy - Monetary And Non-monetary - Monetary And Non-monetary Benefits - Monetary Or Non-monetary - Monetary Or Non-monetary Benefits - Monetary And Non-monetary Recognition -